Feeds RSS

17 Haziran 2010


Hastalıkta sağlıkta, biri bizi ayırıncaya dek...



Evlilik denen kimisi için ütopya, kimisi için hayatın anlamı, kimisi için de hayatın sonu denen kuruma bir şekilde giriyoruz. Al-i İmran suresinde aslında “Her canlı evliliği tadacaktır” diye yazsa daha doğru olurmuş çünkü ölüm kadar gerçek birşey evlilik. Hayır yanlış anlaşılmasın evliliğe karşı olan yahut bundan korkan biri değilim. Üstelik başımdan bir evlilik de geçti. Buna rağmen evliliğin iyi birşey olduğuna inanırım. Doğru seçim yapıldığı sürece!



Geçtiğimiz gün kızlardan biriyle sohbet ediyorduk. Bir düşüncesini gözüme gözüme soktu ve sonunda “haklısın” dedirtti bana. Onun söylediğine göre ki ben de artık buna biraz olsun inanıyorum, iki insanın 30 sene birbirine sadık kalması mümkün değil. Yapımız gereği çok eşli olmaya meyilliyiz. Bunu biraz düşündüm ve ardından yazmak istediğim başka bir yazıyla birleştirmeye karar verdim.

Aşık olduk, sevdik, tutulduk, bağlandık, sevildik, bağlanıldık vesaire… gün geldi rutin gitmeye başlayan şeylere hayıflandık. Oyunlar oynadık, eğlenmeye çalıştık. Kedi köpek aldık, ev değiştirdik. Çocuk yaptık, ilgimizi onun üstüne yoğunlaştırdık, gün geldi o da büyüdü yine başbaşa kaldık. Şu hayatta değiştirmemeye yemin ettiğimiz tek şey eşimiz. Peki eşimizi bu kadar vazgeçilmez kılan nedir? İşte bu soru gerçekten can yakıyor. Her zaman daha güzeli, daha akıllısı, daha entellektüeli, daha çılgını veya zevke göre daha durgunu bulunabiliyor. Hatta kimi zaman bunlar ikişer üçer çıkıyorlar karşımıza ki akıllara zarar bir durumdur. Sadakat öyle birşey ki içine bata bata söz verdiğin için karşına çıkan yeniyi seçemeden arkanı dönüp yuvana gidersin. Seçimler her zaman acı veriyor. Yenisini seçtiğinde eskisine, seçmediğinde ise kendine. Bu seçimleri görmezden gelmek hayatı inkar etmekten başka birşey de değil. Yine de kimi zaman yapıyoruz. Yapmadığımızda sıfatlarımıza sıfat ekleniyor.

Eşimizi bu kadar vazgeçilmez kılan vefa olabilir belki. Vefadan dolayı biriyle olan birlikteliği sürdürmek veya sadık kalmak dürüst ve bize yakışan birşey mi? Düşünün, birlikte olduğunuz kız sizin onu sevdiğinizi ve bundan dolayı yanında olduğunuzu düşünüyor. Halbuki sevgiden eser kalmamış ya da sevgi kalıp değiştirmiş ama geçirdiğiniz haftalar, aylar için beslediğiniz vefa duygusundan ötürü siz katlanıyorsunuz buna. Resmen katlanıyorsunuz. Göz yumuyorsunuz. Boşveriyorsunuz. Hayatı elinizin tersiyle itip kabuğunuzda yaşamayı kabul ediyorsunuz. En başta kendinize yazık, sonra da sevgilinize yazık.

Peki aldatılma korkuysuyla yaşamak ne kadar mümkün? Ya da aldatma korkusuyla yaşatmak? Bunu derin derin düşündükçe aslında bir cevap olmadığını da farkettim. Eninde sonunda evliliği tadacağız bir çoğumuz. Belki olacak belki olmayacak. Önemli olan, hayatta elde ettiğimiz her deneyim gibi bunu da bir deneyimden ibaret görmek. Mutlaka olacak diye bir kaide yok. Olmadığında ve peşinden boşanma geldiğinde, yenisiyle bunu denemeye karar verdiğimizde belki mutlulukları heyecanları daha fazla olacak ancak günün sonunda bileceğiz ki o da bir başkasını hayal ediyor olabilecek. Belki de ondan önce bizim aklımız kayacak başkasına. Ama bu sefer durmayacağız devam edeceğiz ve kaderimize boyun eğip bir hayatı bu şekilde sona erdireceğiz. The Alan Parsons Project’in bir şarkısı var… Old and Wise. Tavsiye ederim. Bizi yarı yolda bırakan kişileri affetmenin ne kadar büyük bir lütuf olduğunu anlatır. Ya da bizim yarı yolda bıraktıklarımızdan işitmek istediğimiz sözleri içerir. Nasıl algılarsanız o şekilde. Önemli olan yaşanmışlıklardan üzüntüleri eleyip elimizde mutlulukların kalmasını sağlayabilmek. Inanın üzüntüleri elimizde tuttukça her bir üzüntü bir mutluluğu gölgeleyecek ve hayat böyle geçip gidecek.

1 yorum:

Zeyno dedi ki...

''Öteki kadının cazibesi'' diye bir kitap okumuştum. Ters yüz ettim anında kitabı, ortaya öteki adamın cazibesi çıktı:). Ne beklenir ki, netice de kadını(z)m. :) Çok doğru yazılmış bir kitap bana göre, erkek/kadın farketmez, ne tarafa çevirirsen çevir. Ha, tartışılacak yerler de var tabii ama özünü veriyor. Gelelim bu yazıya; ''Biri bizi ayırıncaya kadar'' bugün'ün anlam ve önemini özetleyen şahane bir cümle...Vefa, çoktan vefat etmiş...

Yorum Gönder